DİĞERTESTLER

Mikotoksin Analizleri


İpliksi mantarlar gibi bazı küfler tarafından üretilen ve zehirleyici özellikte maddelere Mikotoksin denilmektedir. Mikotoksinler ilk olarak 1960’larda farkedilmiştir. O tarihte İngiltere’de yaşanan toplu hindi ölümlerinin nedeninin, yemlere bulaşan ve mikotoksin üreten bir küf olduğu anlaşılmıştır. Çeşitli küfler farklı mikotoksinler üretmektedir. Bugüne kadar 400’ün üzerinde mikotoksin tespit edilmiştir. Gün geçtikçe yeni türleri de belirlenmektedir.

Bu toksinler, insan ve hayvanlara alınan gıdalar ile birlikte geçmekte ve zehirlenmelere neden olmaktadır. Hatta mikotoksinler, alındıkları miktara ve vücudun direncine bağlı olarak kanser yapmakta ve ölümlere bile neden olabilmektedir. Yabancı ülkelerde mikotoksinler için kabul edilen üst limitler farklıdır (μg/kg). Örneğin,

Avrupa Birliği ülkelerinde ticarete konu olan gıda ürünlerinde bulunmasına izin verilen aflatoksin B1 üst sınırı 5 ppb, sığır yeminde 10 ppb ve sütte 0,5 ppb’dir.
Ülkemizde ticarete konu olan gıda ürünlerinde bulunmasına izin verilen aflatoksin B1 üst sınırı 5 ppb ve toplam aflatoksin (B1+B2+G1+G2) miktarı üst sınırı 10 ppb’dir.

Yasal İzne tabi olan sınır değerler çok küçük olduğu için, mikotoksin bulaşmasını tespit etmeye yönelik, çok duyarlı ve kesin sonuçlar veren yöntemlere başvurulmaktadır. Farklı gıda maddelerinde mikotoksinleri tanımlamak ve miktarını ölçmek için farklı yöntemler kullanılmaktadır. Çünkü,

Mikotoksinlerin kimyasal yapıları çok farklıdır ve birbirinden farklı fiziksel ve kimyasal özelliklere sahiptir.
Mikotoksinlerin gıdadan izole edilmesi için güçlü temizleme işlemlerine ihtiyaç bulunmaktadır.
Mikotoksinler gıda maddeleri içinde dağınık durumdadır. Bu nedenle doğru ve kesin sonuç almak için çok fazla test yapmak gerekmektedir.
Genelde başvurulan analiz yöntemleri şunlardır: ince tabaka kromatografisi, kalitatif ince tabaka kromatografisi, kantitatif ince tabaka kromatografisi, yüksek basınçlı sıvı kromatografisi ve ELSISA yöntemi.